"BİRAZ YOL ALAN TRAMVAY, KÖPRÜNÜN ÜZERİNDEYKEN ATLAR NEDEN ÜRKTÜLERSE ÜRKTÜLER, BİRDEN ŞAHA KALKTILAR, YOLDAN ÇIKTILAR VE SAĞ TARAFTAKİ KALDIRIMDA YÜRÜYEN İNSANLARIN ÜZERİNE DOĞRU HAMLE YAPARAK TRAMVAYIN BİR İKİ SARSINTIDAN SONRA DEVRİLMESİNE SEBEP OLDILAR. " SYF 57
.............................."İKİ ÜÇ GÜN DAHA BEKLEYEMEDİN DE ÖLDÜN
BE HATUN KADIN, ARTIK BU TRAMVAYLAR KALDIRILIYOR. BUGÜN DE SON SEFERLERİNİ YAPIYORLARDI, YARIN ELEKTİRİKLİ TRAMVAYIN DENEME SEFERİ BAŞLAYACAKTI." SYF 57
İstanbul kent içi ulaşımı 1869 yılında Dersaadet Tramvay Şirketi`nin kurulması ve Tünel Tesisleri`nin inşaasıyla başlar. 1871 yılında ilk atlı tramvay hizmete girer. Şubat 1914`te elektrikli tramvay işletmeciliğine geçilir. Bir süre muhtelif yabancı şirketler tarafından işletilen Elektrik, Tramvay ve Tünel İşletmeleri 1939 yılında millileştirilerek 3645 sayılı yasa ile İstanbul Elektrik Tramvay ve Tünel (İETT) İşletmeleri Umum Müdürlüğü adı altında bugünkü hüviyetine kavuşur. 1945 yılında Yedikule ve Kurbağalıdere havagazı fabrikaları ile bu fabrikaların beslediği İstanbul ve Anadolu havagazı dağıtım sistemleri İETT’ye devredilir. 1961’de işletmeye alınan Troleybüsler, 1984’e kadar İstanbullular’a hizmet verir. 1982 yılında çıkarılan bir yasa ile tüm elektrik hizmetleri, hak ve vecibeleriyle Türkiye Elektrik Kurumu’na (TEK) devredilir. Daha sonra 1993 yılında havagazı üretim ve dağıtım faaliyetleri sona erdirilir. Bugün yalnızca kent içi toplu ulaşım hizmeti sunan İETT; otobüs, tramvay ve tünel işletmeciliğinin yanında Özel Halk Otobüsleri’nin yönetim, yürütüm ve denetiminden sorumludur. İETT ayrıca İstanbul`daki raylı sistemlerin (Metro, Hafif Metro) bir bölümünün yapımını (Eminönü-Kabataş, Sultançiftliği-Edirnekapı, Edirnekapı-Topkapı, Otogar-Başakşehir) üstlenmiştir.
ELEKTRİKLİ TRAMVAY
VARDACI
TRAMVAY ANILARI:
1.
Vatman Hasan anlatıyor:
"1954 yılında Bebek-Eminönü hattında çalışıyordum. Bir sefer sonrasında Beşiktaş deposunda dinlenirken içeriye yaşlı bir köylü girdi. Elindeki kağıdı göstererek " tramvayları almağa geldim" dedi. Önce ne olduğunu anlamadık. O ise öfkeli bir şekilde elindeki kağıdı sallıyor, "işte hepsi burada yazılı. Tam 5000 kaime saydım. Tramvaylarımı isterim" diyordu. Sonunda mesele anlaşıldı. Açıkgözün biri, ihtiyarın ilk kez bindiği tramvayda, onun meraklı meraklı bakındığını görünce "Baba, istersen sana bu tramvaylardan satalım. Köyüne götürür, hem kendin biner, hem de köylüleri bindirip para kazanırsın" diyerek kandırmış. Sıkı bir pazarlıktan sonra 5000 liraya iki tramvaya anlaşmışlar. Parayı alan şahıs üzerinde iki tramvay numarası yazılı kağıdı buna vererek "Beşiktaş deposuna git, tramvaylarını al" demiş. Adamı ikna edinceye kadar akla karayı seçtik."
"1954 yılında Bebek-Eminönü hattında çalışıyordum. Bir sefer sonrasında Beşiktaş deposunda dinlenirken içeriye yaşlı bir köylü girdi. Elindeki kağıdı göstererek " tramvayları almağa geldim" dedi. Önce ne olduğunu anlamadık. O ise öfkeli bir şekilde elindeki kağıdı sallıyor, "işte hepsi burada yazılı. Tam 5000 kaime saydım. Tramvaylarımı isterim" diyordu. Sonunda mesele anlaşıldı. Açıkgözün biri, ihtiyarın ilk kez bindiği tramvayda, onun meraklı meraklı bakındığını görünce "Baba, istersen sana bu tramvaylardan satalım. Köyüne götürür, hem kendin biner, hem de köylüleri bindirip para kazanırsın" diyerek kandırmış. Sıkı bir pazarlıktan sonra 5000 liraya iki tramvaya anlaşmışlar. Parayı alan şahıs üzerinde iki tramvay numarası yazılı kağıdı buna vererek "Beşiktaş deposuna git, tramvaylarını al" demiş. Adamı ikna edinceye kadar akla karayı seçtik."
2.
1954 yılında mesleğe Vatman olarak başlayan Hasan Uzdemirdoğan anlatıyor:
"1955'lerde bir gün Kısıklı hattında çalışırken, beni sollayıp geçmek isteyen bir kamyon, karşı yönden gelmek isteyen bir araçtan kaçmak isteyince sahanlığa bindirdi. Güçbela ölümden kurtuldum. Taşralı olan kamyon şoförü “ağabey suç sende. Baksana sağda iki metre boş yer var. Biraz sağa çekseydin bu kaza olmazdı” deyince içinde bulunduğumuz duruma rağmen ben ve yolcular kahkahalarımızı tutamadık. Tabi sonra taşralı şoföre tramvayın, hattının dışında gitmesine imkân olmadığını izah ettik."
"1955'lerde bir gün Kısıklı hattında çalışırken, beni sollayıp geçmek isteyen bir kamyon, karşı yönden gelmek isteyen bir araçtan kaçmak isteyince sahanlığa bindirdi. Güçbela ölümden kurtuldum. Taşralı olan kamyon şoförü “ağabey suç sende. Baksana sağda iki metre boş yer var. Biraz sağa çekseydin bu kaza olmazdı” deyince içinde bulunduğumuz duruma rağmen ben ve yolcular kahkahalarımızı tutamadık. Tabi sonra taşralı şoföre tramvayın, hattının dışında gitmesine imkân olmadığını izah ettik."