İş Hayatına Dair Düşünceler
Tarih boyunca insanlar düşünceleriyle beraber hayat tarzlarında da büyük değişimler yaşamıştır. Bu büyük değişimlerden birisi de insanların iş hayatındaki beklenti ve çalışma şartlarında olmuştur.
Eskiden insanların bir işten beklentisi rahatlığından ziyade para kazanmak iken günümüzde bu düşünce yerini işin sürekli olması, sosyal güvencesinin olması ve mesai saatlerinin daha az olması gibi beklentilere bırakmıştır.
Günümüzde iş aramak için “İş ve İşci Bulma Kurumu”na giden bir kimseye tecrübe için sorunuz:
- Elimizde size uygun iki iş var. Birisinin aylığı 1700 TL. Özel bir şikette sabah 8:30’dan akşam 18’e kadar ve cumartesi günleri sabah 8:30’dan öğlen 12’ye kadar doğrudan Genel Müdürlüğe bağlı birimin çaycısı olacaksın. Öğle yemekleri şirketten. İşe servisle gidip geleceksin. Diğer iş, Nüfus Müdürlüğü’nde rahat bir memurluktur. Masa başında Genel Müdürlüğe gelen ve Genel Müdürlükten gönderilen evraka dosya numarası vereceksin. LÀkin aylık 1200 TL. Artık tercih sizin.
Bu soruyu sorduğunuz işsizlerin yüzde doksanı hiç tereddüt etmeden sanki sormanıza gerek yok der gibi gülümseyerek:
- Sorulur mu? Elbette devlet kapısında bir memurluk diyecektir.
Sohbet devam ederse aşağı yukarı şöyle bir sahne meyda gelir:
- Efendim, ancak arada 500 TL fark var. Üstelik özel şirkette öğlen yemeyi ve geliş gidiş için servis bedava. Neredeyse bir buçuk katı kadar fark var. Neden özel şirkette daha çok parayı tercih etmiyorsunuz.
- Asıl siz, neden daha az mesai saatlerini, daha çok yıllık izini ve hepsinden de önemlisi neredeyse ömür boyu garanti bir işi hesaba katmıyorsunuz. Ya Genel Müdür benden memnun kalmazsa yâ ekonomik kriz çıkar da tasarruf tedbirleri çerçevesinde işci çıkartmalar olursa. Yok beyfendi yok. Ne demişler: “ Dertsiz başım tuzsuz aşım.”